Türkiye’deki ve dünyadaki yapay zeka liderleri, geometrik bir şekilde büyüyen yapay zeka girişimleri ve fark yaratan yapay zeka akademisyenlerinin bir araya geldiği; 18–22 Ekim tarihleri arasında online gerçekleştirilecek olan Türkiye Yapay Zeka Haftası’nın ilk gününde ‘’Türkiye’nin Yapay Zeka Vizyonu’’, TÜBİTAK TÜSSİDE Teknoloji Stratejileri Odak Alan Lideri, Türkiye Açık Kaynak Platformu Yöneticisi Sertaç Yerlikaya, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Kıdemli Proje Yöneticisi Attila Aydın ve Hacı Bayram Üniversitesi Öğretim Üyesi Türksel Kaya Bengshir tarafından masaya yatırıldı.
Gazeteci Kerem Özdemir’in modere ettiği panelde “Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Belgesi”, Ulusal Yapay Zeka stratejisinin neleri değiştireceği, özel sektör için ne anlama geldiği ve bu alanda Türkiye’yi nelerin beklediği konuşuldu.
Panelde Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı işbirliğinde, ilgili tüm paydaşların katılımıyla hazırlanan ve yapay zeka alanında ülkemizin ilk ulusal strateji belgesi olma özelliğini taşıyan Ulusal Yapay Zeka Stratejisi ele alındı.
‘’Müreffeh bir Türkiye için çevik ve sürdürülebilir yapay zeka ekosistemiyle küresel ölçekte değer üretme’’ vizyonuyla , kamu,özel sektör, akademi, STK’lar, meslek örgütleri ve uluslararası organizasyonlar olmak üzere çok sayıda paydaşın katkılarıyla yürütülen çalışmalar sonucu hazırlanan Strateji Belgesi hakkında bilgi veren Atilla Aydın, stratejinin 6 öncelik etrafında tasarlandığını belirterek bu öncelikler arasında ‘’Yapay zeka uzmanları yetiştirmek ve alanında istihdamı artırmak, araştırma, girişimcilik ve yenilikçiliği desteklemek, kaliteli veriye ve teknik altyapıya erişim imkanlarını genişletmek, sosyoekonomik uyumu hızlandıracak düzenlemeleri yapmak, uluslararası işbirliklerini güçlendirmek, yapısal ve işgücü dönüşümünü hızlandırmak olduğunu belirtti.
Atilla Aydın 5 yıllık bir plan çerçevesinde oluşturulan strateji kapsamında veri, beceri ve altyapı başlıkları çerçevesindeki ihtiyaçların belirleneceğini ve bu ihtiyaçları karşılanması konusunda tüm paydaşların görüş ve katılımıyla yol haritaları ortaya konulacağını kaydetti.
‘’Yapay zekada odağımız insan’’
Aydın konuşmasına şöyle devam etti:
‘’Özel sektör, kamu ve üniversitelerimizde hali hazırda yapay zeka alanında çok önemli projeler geliştirilmekte. Strateji belgesi bu çalışmalara yeni bir renk ve yeni bir ahenk kazandırmayı amaçlıyor. Bu ahengi ortaya koyan etik ilkelere özel bir önem veriyoruz. Yapay zeka alanındaki çalışmaların insan odaklı olarak yürütülmesi son derece önemli. İnsanı, daha insani şartlarda yaşatacak teknolojilerin yer aldığı bir ekosistem kurmamız gerekiyor. Bu konuda da çevik adımlar atmalıyız. Eğer bu adımları atmazsak ortaya çıkacak ürünlerin üreticisi değil kullanıcısı oluruz. Biz bu anlamda strateji belgesini keşfedici bir çerçevede tasarladık. Bu alandaki fırsatlar kadar belirsizlikler ve risklerin de farkındayız. Bu amaçla yapay zeka alanında ülkemizde yürütülen çalışmaları ortak bir zemine oturtacak tedbirler ve bu tedbirleri hayata geçirmek üzere oluşturulacak bir yönetişim mekanizmasını tasarlama sürecindeyiz. Bu mekanizmayla, tüm paydaşların katılımıyla, ülkemiz için ortaya çıkabilecek fırsat, risk ve belirsizliklere hızlı cevap vermek mümkün olacak’’.
‘’ Rekabet öncesi işbirliği önceliğimiz olmalı’’
Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’nin hazırlanmasında katkılar sunan TÜBİTAK TÜSSİDE Teknoloji Stratejileri Odak Alan Lideri Sertaç Yerlikaya ise stratejinin kapsayıcı ve dönüştürücü olmasına büyük özen gösterildiğini vurgulayarak şunları kaydetti:
‘’Türkiye yapay zeka alanında dünyada önemli bir konumda. Akademik çalışmalarda 16., uluslararası işbirliklerinde ise 25. sıradayız. Yapay zeka liginde dünyanın ilk 20 ülkesinden biri olma hedefine oldukça yakınız. Bu hedefi gerçekleştirebilmek için tüm paydaşların ortak ve birleştirici bir hayali var. O da Türkiye’nin yapay zeka renginin Turkuaz olması. Bu amaç doğrultusunda gerek kamu, gerek özel sektör, gerek akademi ve STK’lar olarak ortak problemlerimizin çözümüne odaklanmak gerekiyor. Bu çerçevede rekabet öncesi işbirliği modelini öne çıkarmak ve çözümlerimizi bu bakış açısıyla ele almak önem kazanıyor. Türkiye son derece başarılı bir üretim ülkesi. İhracatta ülkemizi liderliğe taşıyan pek çok sektöre sahibiz. Yapay zeka alanında dönüşüm hedefiyle birlikte artık adını bizim koyduğumuz yol haritalarını oluşturmamız gerekiyor. Bu yüzden sektörlerin dönüşümü kritik önem taşıyor. Yapay zeka bizim için umut verici bir alan. Türkiye’de genç bir nüfusa ve rekabetçi insan kaynağına sahibiz. Bu kaynağı ülkemizde değerlendirmek için hep birlikte yatırım yapmamız gerekiyor’’.
Sertaç Yerlikaya rekabet öncesi işbirliği süreçlerinin yapay zeka teknolojileriyle birlikte ele alınması kapsamında hali hazırda ülkemizde önemli çalışmalar yapıldığını aktararak sürmekte olan çalışmalardan örnekler verdi. Yerlikaya, TÜBİTAK Yapay Zeka Enstitüsü’nde sektörlerarası rekabet öncesi işbirliğini hızlandıracak bir ortam kurulduğunu; Türkiye Açık Kaynak Platformu bünyesinde ülkemizin ihtiyacı olan yazılımcı gücünü yetiştirmek üzere Fransız Ecole 42 ile yapılan işbirliği sonucunda yenilikçi eğitim modeliyle yazılımcı yetiştiren 42 Okulları’nın açıldığını, Dünya Ekonomik Forumu ile yapılan işbirliği kapsamında ise ileri teknolojilerde gereken yeni beceri setlerinin tanımlanarak, yaşam boyu öğrenme modellerinin oluşturulması yönünde bir projeye başlandığını belirtti.
İşgücü dönüşüyor
Yapay zeka teknolojilerinin ekonomiyi ve insan kaynağını dönüştürücü gücünden bahseden Yerlikaya şöyle devam etti:
‘’İşgücünün dönüşümü aynı zamanda teknoloji geliştirenlerin ve karar vericilerin de dönüşümü demek. Burada hukukun da devreye girmesi gerekiyor. Ayrıca işgücünün dönüşerek neye etki ettiğini, ne tür fırsatlar ve riskler ile karşı karşıya olduğunu anlaması gerekiyor. Bu çerçevede, bundan sonraki süreçte dönüşüme 360 derece bakabilmek için bu dönüşümün parçası olan herkesin aynı masada oturmasına ihtiyaç var’’.
Hacı Bayram Üniversitesi Öğretim Üyesi Türksel Kaya Bengshir ise konuşmasında yapay zeka odaklı dönüşümün sadece mühendislik değil sosyal bilimler tarafını da düşünmek gerektiğine dikkat çekti. Bengshir konuşmasında ‘’Değişimi sosyo teknik bakış açısıyla kucaklamamız gerekiyor. Bu alanda sektörde giderek donanımdan çok yazılım ağırlıklı olmak gibi bir eğilim gözlüyoruz. Gelecek dönemde ise yapay zeka hizmetleri ağırlık kazanacak. Ancak tüm bu değişim sürecinde odağımızda insan olmalı. Genç nüfusumuzun, üniversite mezunlarımızın yetkinliklerini artırmalı ve onların istihdam ve üretim süreçlerine girişlerini kolaylaştırmalıyız’’ ifadelerine yer verdi.
Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi’nin “İşin Rengi Değişiyor” temasıyla gerçekleştirdiği Türkiye Yapay Zeka Haftası’nda üretimde, sağlıkta, perakendede, sigortacılıkta, bankacılıkta ve daha pek çok alanda yapay zekanın iş yapış şekillerini ve iş modellerini nasıl dönüştürdüğünü, hayatın neredeyse her alanında nasıl yer aldığını Türkiye’den ve yurt dışından örneklerle paylaşılacak.